Hessen Eyaleti CDU Milletvekili Sayın İsmail Tipi,
Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Sayın Dr.Yaşar Bilgin,
ATİB Genel Başkanı Sayın İhsan Öner,
DİTİB Hessen Teşkilatı Başkanı Sayın Fuat Kurt,
IGMG Hessen Teşkilatı Başkanı Sayın Bilal Kaçmaz,
Hessen Türk Toplumu Başkanı Sayın Atilla Karabörklü,
UETD Hessen Teşkilatı Başkanı Sayın Mustafa Kasalak,
İslam Kültür Merkezleri Başkanı Sayın İsmail Güçlü,
Wiesbaden Alevi Derneği Başkanı Sayın Bektaş Ceren,
Antakya Ortodoks Kilisesi (St.Petrus ve Paulus) Butzbach Cemiyeti Başkanı Sayın Yusuf Fırsatbul,
Yezidi Cemaati Başkanı Sayın İrfan Ortaç,
Süryani Cemaati Önderi Sayın Edward Özcan,
Türk Alman Ticaret Platformu Derneği Başkanları Sayın Gencay Koyunbaşoğlu ve Sayın Ertan Köse,
MÜSİAD Hessen Teşkilatı Başkanı Sayın Musa Aydın,
DTU (Alman Türk İşverenler) Derneği Bşk. Sayın Rukiye Tunç-Tuygar,
KUBİ (Kultur und Bildungsverein) Derneği Başkanı Sayın Arif Arslaner,

Güzide Bankalarımızın Yöneticileri ve temsilcileri,
Kıymetli Medya Temsilcileri ve Basın Mensupları,
Değerli Misafirler, Sayın Hanımefendiler ve Beyefendiler,

İftar davetleri Frankfurt’ta da güzel bir gelenek haline geldi Çeşitli dernek ve kurumlar Ramazan ayı boyunca iftar yemekleri düzenleyerek paylaşma, dayanışma örneği göstermekteler.

Bizler de Başkonsolosluk olarak, görev sürem içerisinde bu güzel geleneğe dahil olduk. Bu yıl üçüncü kez iftar soframızda sizleri ağırlıyoruz.
Davetimize icabet ettiğiniz, kalabalık bir katılım sağladığınız için sizlere teker teker teşekkür ederiz. Hepinizi bu vesileyle saygı, sevgi ve en içten dileklerimle selamlıyorum.

Artık giderek daha fazla ülkede iftar sofraları yerel makamlar tarafından da kurulmakta ve o ülkedeki Müslümanlar ağırlanmaktadır. Bölgemizde de yerel hükümet ve makamların Müslümanlar için iftar yemeği vermelerinin anlamlı bir mesaj olacağını düşünüyorum.
Mübarek Ramazan ayı insanları birbirine yaklaştıran, hemşehrilik, komşuluk, akrabalık duygularını arttıran kutsal bir aydır. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma geleneğinin en güzel örneklerinin sergilendiği Ramazan ayında düşene empati kurma, acıma gibi duygular her zamankinden daha yoğun yaşanmaktadır.

Bu manevi olgunluğu fırsat bilerek, varsa aramızdaki çekişmeleri, dargınlık ve kırgınlıkları bertaraf etmemiz, sevgi ve saygı ortamının oluşmasına, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesine, tüm insanlığın barış ve huzur içerisinde olmasına çaba göstermemiz gereken bir aydır.

Ramazan ayını sadece Müslümanlar arasındaki ilişki ve duyarlılıkların değil, aynı zamanda hangi köken ve inançtan olursa olsun, komşularımızla ve çevremizle ilişkilerimizi yoğunlaştırmanın, karşılıklı saygı ve anlayışı geliştirmenin bir fırsatı olarak da değerlendirmeliyiz.

Bir Toplum içerisinde farklı görüşler, hatta anlaşmazlıklar tabii ki olabilir. Ancak, karşılıklı anlayış, saygı ve hoşgörü çerçevesinde tüm sorunların birlik ve beraberlik içerisinde çözülebileceğine inandığımı belirtmek isterim

Artık vatan haline gelen Almanya’da, insanlarımızın hür ve eşit bireyler olarak bu toplumda hak ettikleri yeri almaları bizlerin de önem verdiği hususların başında gelmektedir. Birden fazla dil bilen, iyi eğitimli, sosyal ve toplumsal konulara ilgi duyan, katılımcı, aynı zamanda kendi örf ve adetlerini, geleneklerini yaşayan nesiller hepimizin arzusudur.
Çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmalıyız, onları siyaset, ekonomi, kültür olsun, hayatın her alanında ve derneklerde söz sahibi olmaya teşvik etmeli, onların önünü açmalıyız. Aksi takdirde, bindiğimiz dalı keser, kısır döngüler içinde yok olur gideriz.

Bu duygularla, mübarek Ramazan ayının hepimiz için hayırlı olmasını, dünyaya barış ve huzur getirmesini temenni ediyor, sizleri tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum.