Türk Kültür Merkezi, Frankfurt 15.07.2021

Değerli Vatandaşlarımız,
Dernek ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızın Saygıdeğer Temsilcileri,
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Misafirler,
15 Temmuz darbe girişiminin 5. yıldönümünde demokrasimize ve özgürlüğümüze kastedenlerle mücadele ederken hayatlarını ortaya koyan şehitlerimiz ile kahraman gazilerimize olan saygı ve minnetimizi ifade etmek üzere sizlerle biraraya gelmiş bulunuyoruz. Anma törenimize teşrifleriniz için şükranlarımı sunuyorum.
15 Temmuz darbe girişimi konusunda esasen hepimizin hafızasında çok fazla bilgi ve anı mevcut. Yani bu menfur girişime dair hafızamız çok taze. O gün, o gece ve müteakip günlerde yaşanan sıkıntılar hala toplumumuzun tüm kesimlerinin belleğindeki yerini koruyor.
Ancak 5. yıldönümünde bu elim hadiseye ilişkin bir hafıza tazelemesi yapmamızda da yarar bulunuyor.
Değerli Vatandaşlarımız, Saygıdeğer Misafirlerimiz,
251 canımıza malolan, 2000’i aşkın insanımızın yaralanmasına sebebiyet veren, Meclisimizin, Cumhurbaşkanlığımızın ve vatandaşlarımızın üzerine gözü dönmüşçesine bombaların yağdırıldığı darbe teşebbüsü Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımladığımız Gülenci şebekenin işlediği en kanlı cürüm olmakla birlikte aslında tabiri caizse ‘buzdağının görünen parçasıdır’.
Onlarca yıl mutlak bir gizlilik içinde ordudan yargıya ve sivil bürokrasiye Türkiye’nin tüm kritik kurumlarına sirayet etmiş, örgütün elebaşı Gülen’in ifadesiyle ‘devletin tüm kılcal damarlarına’ nüfuz etmeyi hedef bellemiş yeni nesil bir terör örgütü ile karşı karşıya olduğumuzu bugün artık net bir biçimde biliyoruz.
15 Temmuz kalkışması FETÖ terör örgütünün devletimize ve milletimize yönelik yarattığı büyük tehdidi ortaya sermiş olmakla birlikte, bu tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde başka bir güç tanımadığını, devletini, ülkesini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını feda etmeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir.
Büyük bir millet ve köklü geçmişe sahip bir devlet olarak bu tecrübeden eminim ki gerekli sonuçları çıkardık. Önümüzdeki yıllarda da bu hadiseden ders çıkarmaya devam etmeli, bu hafızaya sahip çıkmalıyız.
Değerli Vatandaşlarımız, Kıymetli Katılımcılar,
Geçtiğimiz beş yılda devletimizin temel önceliklerinden birini hem yurt içinde hem de yurt dışında FETÖ’yle mücadele oluşturmuştur.
Yurt içinde, öncelikle 15 Temmuz sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmış, ayrıca, anılan örgütün devlet kurumları içerisindeki yapılanması deşifre edilmiş, mensupları hakkında idari ve adli süreçler başlatılmış, son tahlilde örgütün “paralel devlet yapılanması” çökertilmiştir.
Ayrıca, FETÖ’nün devlet kurumları dışında kalan paravan oluşumları da ortadan kaldırılmıştır.
Elbette bütün bunlar güçlü liderliğimizin de kararlı duruşuyla mümkün olabilmiştir.
Yurtiçindeki yapısının giderek zayıflaması sonucunda FETÖ yeni bir strateji benimseyerek yurtdışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başlamıştır. Bu nedenle, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadele daha da önem kazanmıştır.
Örneğin Türkiye’den sonra en fazla Türk kökenli insanın yaşadığı ülke olan Almanya örgüt için en baştan beri cazip bir hedef olmuş, liberal iltica sistemiyle Almanya darbe girişimi sonrasında da pek çok örgüt mensubunun sığındığı bir liman haline gelmiştir.
Alman makamlarının maalesef FETÖ konusunda gerekli hassasiyet ve işbirliğini sergilemediklerini üzülerek görüyor, ancak buna rağmen örgüt hakkındaki hakikatleri yılmadan anlatmaya devam ediyoruz.
Bu çerçevede Alman muhataplarımızla yaptığımız temaslarda, FETÖ’nün sadece ülkemiz için değil, faaliyet gösterdiği diğer ülkeler bakımından da güvenlik tehdidi olduğu gerçeğinin altı çizmekte, adeta bir suç ve istihbarat örgütü gibi çalıştığını somut örnekleriyle vurgulanmaktayız.
Ancak unutulmamalıdır ki, FETÖ’nün yurtdışındaki yapılanmasına yönelik çabalarımız uzun soluklu bir mücadeledir.
Ülkemiz bu doğrultudaki çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir.
Sevgili Vatandaşlarımız, Değerli Konuklar, Saygıdeğer Basın Mensupları
15 Temmuz demokrasimizin ve milli birliğimizin bizler için ne denli önemli olduğunu ortaya koyan bir dönüm noktası olmuştur.
Bu bakımdan gerek ülkemizde gerekse yurtdışında birlik ve beraberliğimizin daim olması büyük önem arz etmektedir.
Bu çerçevede, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinliğimizi Covid-19 şartlarında da olsa Frankfurt ve çevresindeki dernek ve STK’larımız ile vatandaşlarımızın katılımıyla düzenleyebilmiş olmaktan duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum.
Bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimiz ile beraber Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, vatan uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor; kahraman gazilerimize ve yüce milletimize şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum.